Doğu Anadolu’nun yüksek dağlık bölgelerinde yaşayan yüzlerce aile, geçimlerini sağlamak için doğanın sunduğu değerli bir bitkiyi toplamak üzere her gün 5 saatlik zorlu bir yürüyüşe çıkıyor. Bu bitki, tıbbi ve gastronomik faydalarıyla dikkat çeken bir tür dağ kekiğidir. Kilosu 250 liraya kadar satılan dağ kekiklerinin toplanması, birçok ailenin ekonomik zorluklarını aşmalarına yardımcı oluyor. Ancak bu bitkinin toplanma süreci, sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda bölgedeki sosyal ve ekonomik dinamiklerle ilgili de önemli veriler sunuyor.
Dağ kekiği, bölge halkı için sadece bir bitki değil, aynı zamanda önemli bir geçim kaynağı haline gelmiştir. İlkbahar ve yaz aylarında özellikle dağlık alanlarda yetişen bu bitki, doğal ortamda kendiliğinden bitiyor ve insanlar tarafından toplanmayı bekliyor. Aileler, her sabah güneşin doğuşuyla birlikte yola çıkıyor ve gün boyunca bu değerli bitkiyi toplamak için zorlu bir maratona katılıyor. Yüksek fiyatı, bu bitkinin nadirliği ve sağlığa faydaları nedeniyle, pek çok kişi için geçimlerinin büyük bir parçasını oluşturuyor. Özellikle şehirlerde artan talep, dağ kekiğinin değerinin yükselmesine de katkı sağlıyor.
Beş saatlik yürüyüş, yüksek irtifada ve zorlu hava koşullarında yapılıyor. Toplayıcılar, dağların sarp yamaçlarında dengenizi korumak zorunda kalıyorlar. Yürüyüş esnasında karşılaştıkları zorluklar, bazen kayalık alanlarda ve dik yamaçlarda düşme tehlikesini beraberinde getiriyor. Fakat tüm bunlara rağmen, bu zorlu şartlar, ailelerin sabır ve azimle geçimlerini sağlamaları için gereklidir. Topladıkları dağ kekiği, hem yerli pazarın hem de büyük şehirlerin restoranlarının vitrinlerinde yer alacaktır. Sağladıkları bu gelir, ailelerin eğitim masraflarından gıda ihtiyaçlarına kadar birçok alanda önemli bir destek sağlıyor.
Sonuç olarak, dağ kekiği toplamak, sadece fiziksel bir aktivite değil, aynı zamanda bölgedeki yaşam koşulları, geçim sağlayan ailelerin mücadeleleri ve yerel kültürün bir parçasıdır. Bu bitkinin yüksek fiyatı, onu sadece bir tüketim maddesi değil, aynı zamanda bölgede yaşayan ailelerin geleceği için bir umut kaynağı haline getiriyor. Türkiye’de geçim kaynaklarının giderek azaldığı bu dönemlerde, doğanın sunduğu bu gibi zenginlikler, yerel halkın ayakta kalmasını sağlıyor.