Ekmek kırıntısı toplamak, birçok kişi için sıradan bir uğraş olarak görülse de, 17 yıl boyunca bu işle uğraşan bir adam, bu eylemin altında yatan derin anlamları ve motivasyonlarını gözler önüne seriyor. Her sabah, güneş doğmadan sokağa çıkan bu adam, yollardaki her bir kırıntıyı toplamanın yanı sıra, toplumda farkındalık yaratmayı hedefliyor. “Allah rızası için bu işi yapıyorum” diyerek, yaptığı işle sadece maddenin değil, manevi değerlerin önemine de dikkat çekiyor.
Günümüzde ekonomik zorluklar birçok insanı etkisi altına almakta. Ancak bu adam, hayata karşı duruşunu ve azmini kaybetmeden, yıllardır çaresizlik içinde olanlara bir umut ışığı olmaya çalışıyor. Ekmek kırıntısı toplamak, onun için sadece bir işi değil, toplumun geçim derdine bir nebze de olsa çözüm bulma çabasının bir yansıması. “Topladığım kırıntılar, belki birkaç ekmeğe dönüşüyor. Ama ben bu işe sadece kar elde etmek için girmedim. Toplumdaki dayanışma ve yardımlaşmanın önemini vurgulamak istiyorum” diyor.
Her sabah belirli bir güzergahı takip eden bu adam, toplayabildiği her bir ekmek kırıntısı ile yoksul ailelere ulaşmaya çalışıyor. Kimi zaman bir parkta, kimi zaman bir marketin önünde karşılaştığı çocuklara ve ailelere, topladığı ekmek kırıntılarını dağıtıyor. Bu süreçte, sadece fiziksel olarak değil, insanlara psikolojik olarak da destek olmayı amaçlıyor. Çünkü o, ekmek kırıntılarının birer sembol olduğuna inanıyor ve bu sembollerin ardında yatan toplumsal sorunlara dikkat çekmek gerektiğine vurgu yapıyor.
Bu adam, yaptığı işin sadece bir sosyal sorumluluk projesi olmadığını, aynı zamanda toplumsal olarak kaybolmuş bazı değerlere de bir dönüş niteliği taşıdığını savunuyor. Ekmek, birçok kültürde sadece bir besin kaynağı değil, aynı zamanda paylaşmanın, dayanışmanın ve insanlığın temel simgelerinden biri. “Her bir kırıntı, bir ailenin geçim kaynağı olabilir. Bunu göz önünde bulundurarak çalışıyorum. İnsanların gözünde bu değeri tekrar canlandırmak istiyorum” diyerek, görüşlerini dile getiriyor.
İnsanların gıda israfına karşı duyarlılık geliştirmeleri gerektiğine inanıyor. Günlük hayatın koşuşturması içerisinde birçok insanın gıda atıklarıyla nasıl başa çıktığını unuttuğunu belirtirken, bu işin toplumsal bir farkındalık yaratma çabası olduğunu vurguluyor. “Ekmek kırıntılarını toplamak, bir şeyleri paylaşmanın da simgesi. İnsanları düşünmeye ve gözlemlemeye teşvik etmek için buradayım” diyor.
Bununla birlikte, başkalarına yardım etmenin verdiği tatminin kendisi için de büyük bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Hayatının son 17 yılını adadığı bu süreçte, sayısız insanla tanıştığını ve onların hikayelerini dinleyerek kendi hayatına dair yeni perspektifler kazandığını ifade ediyor. “Her biriyle bir şeyler paylaşıyoruz, bu belki sadece kırıntılar ama ardında büyük hikayeler var” şeklinde açıklıyor.
Sonuç olarak, 17 yıldır ekmek kırıntısı toplayan bu adam, yaptığı işle hem toplumdaki etkileşimi artırıyor hem de bir farkındalık yaratmak için özveriyle çabalıyor. İnsanların sosyoekonomik durumlarına yönelik bir iç gözlem yapmalarını sağlarken, bu işin kendisi için taşıdığı anlamı bir kez daha iyice pekiştiriyor. Ekmek kırıntıları, onun için yalnızca bir madde değil, aynı zamanda insanlığın ne denli birleşebileceğinin ve dayanışmanın bir ifadesi. Belki de bu toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın daha fazla gelişmesine vesile olması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki her bir kırıntı, bir umut ve dayanışmanın başlangıcıdır. “Allah rızası için bu işi yapıyorum” sözü, onun bu yolda yürüdüğü motivasyon kaynağı olarak önemini korumaktadır.